Sosyal ilişki kurmakta güçlük çekenler, özgüven yoksunluğu olanlar, kendilerini yetersiz hissedenler, sorunlarını çözebilme yeteneğine sahip olamayanlar, dışardan kolayca etkilenebilenler, yapıları gereği daha agresif olanlar kolayca kötü alışkanlıklara kapılmakta veya uyuşturucu bağımlısı olabilmektedir. Uyuşturucu bağımlılığı, kişinin kullandığı maddeler yüzünden kontrolünü kaybetmesi ve bu maddeler olmadan yaşamını sürdürememesi durumudur. Ne yazık ki bağımlı olmanın tedavisi güçtür ve kolayca kurtulmak mümkün değildir.
Sigara bağımlılığı da aynı şekildedir. İçinde bulunan nikotin madesi, bağımlılık yaratan bir maddedir. Sigara bağımlılığı, bu fiziksel yönünün yanında insan beyninde de alışkanlık yaratmaktadır. Aynı, okuma, yazma, bisiklet kullanma ya da yüzme alışkanlıkları gibi iyi alışkanlıklar yanında sigara içmek de, yapa yapa kazanılan kötü bir alışkanlıktır. Sinirleri yatıştırması, sıkıntıları gidermesi, düşünmeye yardım etmesi gibi bahaneler hep yanlış inanışlardan kaynaklanır. Bunların doğru bir yönü yoktur.
Ülkemizde trafik kazaları yüzünden yılda yaklaşık 12 bin insan ölüyor. Oysa sigara yüzünden ölenlerin sayısı yaklaşık 100 bindir. Yani terör, trafik kazaları, iş kazaları ve benzeri ölümlerden beş kat daha fazla insan, sigara yüzünden yaşamını kaybetmektedir.
Bir başka kötü alışkanlık alkol bağımlılıdır. Alkol, başta beyin ve merkezi sinir sistemi olmak üzere, vücudun tamamına kötülük yapmaktadır. Kalp, karaciğer, böbrekler, mide ve bağırsaklar kadar akla da zarar vermektedir.
Bütün bu kötü alışkanlıklar insanın vücut yapısını doğrudan etkileyerek, bedensel, ruhsal, zihinsel ve davranışsal değişimlere yol açmaktadır. Ve en kötüsü bu alışkanlıklara küçük yaşlarda bazen aile içindeki bozukluklar, bazen çevresel etkiler bazen de merak yüzünden başlanmaktadır. Ancak bir kere bağımlı olduktan sonra da kurtulmak çok zordur.
Bu yüzden anne ve babaların en fazla çekindikleri konu, çocuklarının bir gün kötü bir alışkanlık edinmesidir. Ailelerin, çocuklarını yakından izlemeleri ve çocuklardaki değişiklikleri zamanında farketmeleri önemlidir. Olası bir bağımlılık durumunun erken farkedilmesi, ileride ortaya çıkabilecek birçok sorunun önlenmesi açısından yararlıdır.
Bu noktada özel araştırma kuruluşlarına ve özel dedektiflik bürolarına çok iş düşmektedir. Kendi çabaları ve imkanları ile çocuklarını takip etmekte ve izlemekte güçlük çeken aileler için bu kuruluşların uzman ve deneyimli çalışanları çare olmaktadır. Çocuklara nasıl yaklaşılacağını ve nasıl konuşulacağını iyi bilen ve onların davranış ve alışkanlıkları konusunda eğitimli elemanlar tarafından kötü alışkanlıkların takibi ve araştırılması çalışmaları yürütülmektedir.
Kötü alışkanlıklar sadece sigara, alkol ve madde bağımlılığı değil elbette. Hırsızlık olayları, çetelere karışma, terör örgütlerine girme de kötü alışkanlıkların başka örnekleridir. Her biri ayrı ayrı gencin ileriki yaşamını tehdit eden unsurlardır. Önceden bilinmezse ve önlem alınmazsa o gencin başı daha büyük sıkıntılara girecektir.
Özel araştırma kuruluşları kendilerine özgü yöntem ve uygulamalar ile öğrencileri ve gençleri takip etmekte, nereye gittiklerini, kimlerle buluştuklarını, kimlerle arkadaşlık ettiklerini, boş vakitlerinde ne yaptıklarını en ince ayrıntısına kadar izlemekte ve bir rapor haline bu takip ve araştırmayı talep eden ailelere sunmaktadır. Önemli olan bu araştırmalardan kötü bir sonuç çıkmamasıdır. Ancak herşeye rağmen, olumsuz bir durumun tesbiti ve yeri geldiğinde bu durumun fotoğraf, film ve başka belgelerle kanıtlanması, anne ve babaların alacakları önlemleri belirlemelerinde oldukça yararlı olacaktır. Takip ve araştırma çalışmaları sırasında hemen müdahele edilmesi gereken durumlarda da araştırma kuruluşu çalışanları, aileyi hemen uyarmaktadır.
Gerek araştırma hizmetleri konusunda merak edilen noktaları öğrenmek için, gerekse kötü alışkanlıkların takibi ve araştırılması konusunda bir hizmet almak için şirketimize müracaat edebilirsiniz. Taleplerinizi uzman ve deneyimli bir kadro ile yerine getirmekte ve kısa süre içinde sonuçlandırmaktayız.