Belirli bir ürün veya hizmeti sunarken kullanılan ya da birbirine benzeyen ürün ve hizmetleri birbirinden ayırt etmek için kullanılan belirleyici işaretlere marka denmektedir. Bir ürün veya hizmetin markası, sözcüklerden, sayılardan, harflerden, şekillerden meydana gelmektedir.
Ürün veya hizmetleri için bir marka belirleyen ve bunu kullanan kişi veya kuruluşlar için yasalar marka koruması sağlamaktadır. Bu korumadan yararlanmak için de markanın tescil ettirilmesi gerekmektedir.
Henüz tescil edilmemiş, ancak kullanılan bir marka, hak sahibi olmayan bir kişi tarafından tescil ettirilmek istenirse hatta tescil ettirilmesi halinde, gerçek marka hakkı sahibi bu duruma itiraz edebilir ve dava açarak tescil işlemini iptal ettirebilir. Bir marka belirlenirken dikkat edilmesi gereken önemli nokta, kullanılmak istenen markanın diğer markalardan farklı olması gerektiğidir.
Tescil edilmiş bir markanın koruma süresi başvuru tarihinden başlayarak on yıldır. Bu süre sona ermeden yeniden onar yıllık dönemler halinde marka yenilenir.
Bu açıklanan yasal düzenlemeler 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’de yer almaktadır.
Çevrenize bir bakın, binlerce marka ve milyonlarca ürün göreceksiniz. Bunların büyük bir kısmı patentlidir. Bir firma piyasaya yeni bir ürün sunuyorsa, gerekli kuruluşlara başvurarak hemen bu ürünlerin patentini alır. Bu durumda söz konusu ürünün bundan sonraki üretiminden, dağıtımından, ithal edilmesinden yalnızca kendileri sorumlu olurlar. Patenti çıkarılmış bir ürünün başkaları tarafından izinsiz bir şekilde kopyalanması ve satışa sunulması mümkün değildir. Ancak kötü niyetli kişiler yok değil. Bunlar haksız kazanç uğruna patentli ürünleri taklit ediyorlar ve satışa çıkarıyorlar.
Örneğin çok satan bir kitabın korsanını basmak bu şekilde yapılan bir yolsuzluktur. Taklit edilen ürünler genelde daha düşük kalitelidir ve taklit edilen ürünün markaları aynen kullanılır. Tüketicilerin büyük markalara duydukları güvenden yararlanan kötü niyetli bu kişiler bu şekilde para kazanırlar.
Taklit ürünlerin bu şekilde piyasada bulunması, büyük markaların açısından ciddi bir tehdit unsurudur. Çünkü bu malları bilmeden alan ve kullananlar, düşük kalite yüzünden gerçek firmayı suçlayacaklardır. Bu da gerçek firmanın satışlarını etkileyecektir.
Taklit ürün üreten ve satışa sunan firmalar ise kendilerini korumak adına genelde marka üzerinde çok küçük oynamalar yaparlar. İlk bakışta farkedilmeyen ve tüketiciyi yanıltan bu oynamalar sayesinde kendilerine dava açılmasını engellemiş olurlar. Bu durumun ortaya çıkarılması için de özel araştırma kuruluşları veya özel dedektiflik bürolarının yaptıkları marka patent araştırması çalışmaları önemlidir.
Bu çalışmalarda patentli ürün sahteciliği her yönü ile incelenmekte ve kendilerine haksız kazanç sağlayan firmalar ortaya çıkarılmaktadır. Markaları kötüye kullanan kişi veya kuruluşların tespit edilmesi, gerekli cezaları almaları ve ortadan kaldırılmaları konusunda çok başarılı sonuçlar alınmaktadır.
Özel araştırma kuruluşları, markaları tescil edilmiş ve patenti alınmış mal ve hizmet ürünlerinin piyasadaki sahtelerini bulmak, sahte üretim yapılan tesisleri ortaya çıkarmak, bu ürünlerin üretildiği, saklandığı, depolandığı ve pazarlandığı yerleri belirlemek için uzman ve eğitimli çalışanlara sahiptir.
Patent hakkı sahibi, üçüncü kişilerin izinsiz olarak, patent konusu ürünü üretmelerini, satmalarını, kullanmalarını veya ithal etmelerini önleyebilir. Patent sahibi izin vermedikçe, ürün kısmen veya tamamen taklit edilemez. Bu ürünleri taklit ederek satamaz, dağıtamaz ve ticarete konu yapamaz.
Marka patent araştırmasına ihtiyaç duyulan her durumda şirketimize gelebilirsiniz. Hem marka patent araştırması konusunda hem de genel olarak hukuki hizmetler konusunda ihtiyaç duyulan her türlü bilgiyi şirketimiz çalışanlardan alabilirsiniz. Hatta marka patent araştırması yaptırmak isterseneniz, şirketimiz çalışanları her türlü desteği vermeye hazırdır.