Ürün sahteciliği, piyasada rağbet gören bir mal ve hizmetin taklitlerinin yapılarak piyasaya sürülmesi ve bu yoldan haksız kazanç elde edilmesidir.
Bu bir mal ve veya hizmet olabilir, bir ürünün fikir olarak oluşması, tasarlanması, üretim için yatırım yapılması, bu ürünün müşteri kitlelerine tanıtılması için reklam yapılması, pazarlama faaliyetleri ve satış faaliyetleri, hepsi ayrı ayrı bir maliyet unsurudur.
Bir firma bütün bu maliyetlere katlanarak bir mal veya hizmet üretmiştir, artık bunun getirisinden faydalanmaya başlayacaktır. Tam da bu sırada aynı ürün bir başka kişi veya kuruluş tarafından taklit edilerek piyasaya sürülmüştür.
Ürün sahteciliği yapanlar hiçbir altyapı ve yatırım maliyetine katlanmadan hazıra konmakta ve bu yoldan haksız kazanç elde etmektedirler. Oysa kazanç sağlaması gereken, asıl bu ürün için zaman, para, emek ve güç harcayan ilk firma olmalıdır.
Ürünlerinin bu şekilde taklitlerinin yapıldığını farkeden ve gerekli yasal yollara başvuracak olan kişi veya kuruluşların elinde mutlaka sağlam kanıtlar olmalıdır. Bu şekilde mahkeme süreçleri kısa sürede sonuçlanır ve gerekli tazminatlara hükmedilir. İşte bu noktada ürünleri taklit edilen kişi veya kuruluşların, özel araştırma kuruluşlarına veya özel dedektiflik bürolarına başvurmaları gerekmektedir.
Söz konusu kuruluşlarda çalışan görevliler, deneyimli ve uzman kişilerdir ve kısa sürede araştırmalarını tamamlayarak raporlarını sunarlar.
Teknolojinin gelişmesine bağlı olarak bugün en çok yazılım sahteciliği yapılmaktadır. Birçok bilgisayar programı lisanssız olarak kullanılmaktadır. Korsan olarak yüklenen bu programlar kullanılmakta ama bu programı geliştiren kişi veya kuruluşlar bundan bir pay alamamaktadır. Bu da neticede bir ürün sahteciliğidir. Geçtiğimiz aylarda bir takım yeni düzenlemeler getirilen Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, bu şekilde bilgisayar yazılımlarının yasalara aykırı şekilde çoğaltılmasının, dağıtılmasının ve kullanılmasının suç olduğunu ifade etmekte ve uygulanacak ceza miktarlarını belirlemektedir.
Bu suç telif hakkı ihlalidir. Bu arada korsan yazılım kullandığı tespit edilen kuruluşların sahipleri ve yöneticileri de aynı şekilde korsan yazılım suçu işlemiş kabul edilmektedir. Bu suçu işleyenlere verilecek para cezası yanında, bilgisayarlar, sistemler ve lisanssız yazılımlar mühürlenir veya imha edilir, işyeri belli bir süre ile kapatılır, belli bir süre meslekten ve ticaretten men edilir. Ayrıca yazılımı üreten firmaya tazminat ödenmesine karar verilir ve suça ilişkin mahkeme kararı, yüksek tirajlı bir gazetede ilan edilir. Görüldüğü gibi yazılım ürünlerinde sahtecilik yapanları ciddi yaptırımlar beklemektedir.
Yazılım dışında mal veya hizmet üreten firmaların markaları ve ürünleri patent tescil işlemi ile korunmaktadır. Patent hakkı sahibi, üçüncü kişilerin izinsiz olarak, patent konusu ürünü üretmelerini, satmalarını, kullanmalarını veya ithal etmelerini önleyebilir. Patent sahibi izin vermedikçe, ürün kısmen veya tamamen taklit edilemez. Bu ürünleri taklit ederek satamaz, dağıtamaz ve ticarete konu yapamaz.
Patent hakkı sahibi gibi marka hakkı sahibi de aynı korunmadan yararlanmaktadır. Marka suçları ile ilgili davalara Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemeleri bakmaktadır. Ancak bu mahkemeler henüz ülke geneline yaygınlaşmış değildir. Bu şekilde mülkiyet hakları ile ilgili ihtisas mahkemeleri ülke bütününe yaygılaştığı oranda, ürün sahteciliği olaylarında da düşüş beklenmektedir.
Dolayısıyla yasalar hem marka sahibini hem de patent sahibini koruma altında tutmaktadır. Herşeye rağmen kötü niyetli kişiler ürün taklidinden vazgeçmemektedir.
Bu durumda yapılacak ilk şey, şüphe duyulduğu anda ürün sahteciliğini araştırmaktır. Özel araştırma kuruluşlarının hemen hemen hepsi ürün sahteciliği araştırması yapmaktadır.
Ürün sahteciliği araştırmasına ihtiyaç duyulan her durumda şirketimize gelebilirsiniz. Böyle durumlar ile karşılaşıldığında ne yapılması gerektiği konusunda şirketimiz çalışanlardan bilgi alabilirsiniz. Hatta ürün sahteciliği araştırması yaptırmak isterseneniz, şirketimiz çalışanları her türlü desteği vermeye hazırdır.