İnsanların özel dedektiflik firmalarına gitme ihtiyacı çoğu zaman yersiz şüphelere dayanmaktadır. Özellikle bayan eşlerin aldatılma endişeleri buna en güzel örnektir. Ortada gerçekten aldatılmaya yönelik hiçbir neden yokken, bayanların yersiz kuruntuları bazen onları bir dedektiflik firmasına gitmeye kadar sürükleyebiliyor. Dedektiflik ile ilgili dizilerin, filmlerin veya romanların bunda pek de bir etkisi olmasa gerek. Bu yoldan insanlar belki dedektif olmaya özenebilirler ama insanların bu kurguları gerçek yaşama taşıyarak eşlerinden endişe duyacak boyutlara getirmesi beklenemez. O zaman bu durum hayalciliğe bağlanabilir mi?
Gerçi özel dedektiflik mesleğinin temel bir ilkesi bulunmaktadır. Profesyonel hiçbir özel dedektiflik firması ve bu arada Sherlock Holmes Özel Dedektiflik ve Araştırma firması, eşlerin sadece şüpheye dayanarak yaptıkları aldatılma takibi veya eş takibi hizmet taleplerini kabul etmezler. Eşlerin sadece yersiz kuruntularına ve aşırı kıskançlıklarına dayanan ve sırf şüphelerini ortadan kaldırmak amacı ile yapacakları talepler geri çevrilir.
Özel dedektiflik mesleğine zarar vermek istemeyen bu firmalar, ortada gerçekten bir aldatma durumu varsa, eşlerin birarada evlilik yaşamını sürdürmeleri imkansız hale gelmişse, hatta bu yöndeki birlikteliklerini sona erdirmek için boşanma davası açmışlarsa, ancak bu durumda aldatılma takibi veya eş takibi hizmet taleplerini karşılarlar. Bu ancak, aldatılan eşin boşanma sürecini uzatmamak, mahkemede davanın çabuk sonuçlanmasını sağlamak adına verilecek bir hizmettir.
Dedektiflik mesleği açısından gerçek bu olmasına rağmen ne yazık ki bayan eşlerin bu yöndeki talepleri de her geçen gün artmaktadır. Evet gerçekten özellikle bayanların hayalci yapıları, onları kolayca özel dedektiflik firmalarına itmektedir.
Hayalci olmak, merak duygusundan kaynaklanır. Sürekli sorular sorulur. Bu neden böyle olmuştur, veya nasıl olmuştur, ya da niye bu şekilde hareket edilmiştir? Bu insanlar kedilerini kolayca bir film veya roman karakterinin yerine koyabilirler ve bambaşka dünyalara gidebilirler. Yaşama farklı gözle bakarlar ve yaşam kolayca bir oyun bahçesine dönebilir. Hayalci kişiler eğer aşık olurlarsa çok fena bağlanırlar ve buna engel olamazlar. Küçük şeylerden bile mutlu olabilirler. Çevresindeki insanlardan çok sık bu kadar hayalci olmamaları yönünde uyarılar alırlar. Ama yine de bütün hayallerinin gerçek olacağından şüphe etmezler.
Ancak bu kadar hayacilik insanlarda olumsuz duygular da yaratır elbette. Bir kişiye bir kere sinirlendiğinde kafalarında o kişiye yaptıklarının sınırı yoktur. Hele sinirlenilen kişi bir eş veya bir sevgili ise. Hayalci kişiler gereğinden fazla birbirinden ilginç rüyalar görürler ve bunu gerçek yaşama taşırlar. Sıradan insanların düşleyemeceği bambaşka şeyler düşlerler. Böyle olduğu için de kaçınılmaz olarak gerçek olmayan olaylar ve durumlar, onların kafalarında gerçek olaylar ve durumlar olarak şekillenmeye başlar. Soru sorma dürtüleri onları içinden çıkılmaz duruma sürükler. Yarattıkları sorunlar ile başedemeyecekleri anda çareyi çevrelerinden alacakları destekte ararlar.
Hayalci kişilerin özel dedektiflik firmalarına daha fazla gitmeleri bu yüzdendir. Eskilerin bir sözü vardır. Derler ki insanlar hayal ettiği sürece yaşarlar. Hayaller mutlaka olacaktır. Olmayacak, gerçekleşmeyecek şeylerin gerçek olabileceği düşlenecektir. Ama bu işin de bir sınırı olmalı. İş hiçbir zaman mucizelere uzanmamalıdır. O anda mutluksuzlar başlar. Çok fazla hayal kurulursa, artık hayalci sıfatı o kişinin sırtına yapışır.
İşte bu yüzden özel dedektiflik firmaları, hizmet taleplerinin hayalci olduğunu anlarsa, gerçek bir durum olmadığını anlarsa, sadece şüpheye dayanılarak hizmet talep edildiğini farkederse, bu tür talepleri geri çevirirler. Ancak sahte özel dedektiflik firmaları için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Onlar için bu tür talepler zaten bekledikleri bir şeydir.