Yasalarda dolandırıcılık faaliyeti, hile yaparak insanları aldatmak ve bu yoldan kendisine veya bir başkasına çıkar sağlamak olarak tanımlanmıştır. Kısaca dolandırıcılık, iyi niyetli olma kuralının ihlal edilmesidir. Dolandırıcılık insanlık tarihi başladığı günden beri hep olmuştur ve ilkel dönemlerde olsun bugün olsun bütün toplumlarda suç olarak kabul edilmiştir. Yasalardaki ağır cezalara rağmen dolandırıcılık faaliyetleri azalmamakta, üstelik bilgisayar ve iletişim teknolojilerinin geldiği bugünkü noktada yeni dolandırıcılık yolları ve şekilleri türemektedir. Teknolojiin gelişmesi elbette yaşamı kolaylaştırmak içindir ama kötü niyetli kişiler de teknolojinin imkanlarını kendi çıkarları uğruna kullanabiliyorlar.
Ticari dolandırıcılık dendiği zaman bir ticari kuruluşun içerinden veya dışarıdan dolandırılması anlaşılmaktadır. Günümüzde, mali suçlarda ve yapılan yolsuzluklarda büyük bir artış olduğu gözlenmektedir. Neredeyse her iki ticari kuruluştan biri, kendi çalışanları tarafından dolandırılmaktadır. Bir yönetici veya bir çalışan, yıllık iznini bile kullanmadan sürekli çalışıyorsa, hiç tatile çıkmıyorsa, hafta sonlarını bile şirkette geçiriyorsa, bu kişilere işkolik demeden önce durup düşünmek gerekir. Kendini işine adamış gibi görünen bu kişiler acaba bu şekilde şirkette yaptıkları yolsuzlukları gizlemeye çalışıyor olabilirler mi? Gerçekten de bu durumun örneklerine sıkça rastlanmaktadır. Banka insan kaynakları departmanlarının, çalışanlarını izne çıkmaya zorlamaları bir rastlantı değildir.
İstatistiklere bakılırsa, şirket içinden yapılan dolandırıcılık faaliyetleri bütün dünya genelinde son üç yılda yüzde 70 oranında artmış durumdadır. Şirket çalışanlarının en fazla yaptıkları dolandırıcılık faaliyetleri, hırsızlık, rüşvet, zimmete para geçirme, kara para aklama, yanlış bilgi vererek çıkar sağlama ya da yetkiyi kötüye kullanmadır. Şirketlerin bir dolandırıcılık yaşadığını farketmesi en az bir yıl sürüyor. Bu süre içinde de çok yüklü miktarlarda dolandırıcılık ve yolsuzluk yapılabiliyor. Amerika ve İngiltere gibi ülkelerde genelde spekülatif hareketlerle kişisel servet yaratma yoluna gidilirken, ülkemizde daha çok zimmete para geçirme ve hırsızlık yapılmaktadır. Bir başka dikkat çeken özellik ise ülkemizde yönetici suistimallerinin üzeri genelde kapatılır. Çünkü duyulacak bir yolsuzluğun şirkete daha fazla zarar vereceğine inanılır. Ülkemizde yöneticilerin kıdemi arttıkça dolandırıcılık miktarı da aynı oranda artmaktadır. Bunun nedeni, tek bir kişiye çok fazla yetki verilmesi eğilimidir. Bu durumda işi yapma, denetleme ve raporlama yetkisi bir kişide olunca suistimal riski de artmaktadır.
Ticari kuruluşların, bir dolandırıcılık şüphesi yaşamaları halinde veya böyle bir ihtimal yokken bile araştırma yapılması konusunda, uzman bir kuruluştan destek almaları gerekir. Özel dedektiflik firmaları ve özel araştırma kuruluşları, bu konuda hizmet talep eden ticari kuruluşlara, personel takibi veya dolandırıcılık araştırması hizmeti vermektedir.
Ticari dolandırıcılığın yöntemleri ve önleme olanakları konusunda daha ayrıntılı bilgiler almak isterseniz, şirketimiz Sherlock Holmes Özel Dedektiflik ve Araştırma firması yönetici ve çalışanlarına başvurmakta tereddüt etmeyiniz. Bu arada personel takibi veya dolandırılık araştırması hizmeti talep ederseniz, şirketimiz deneyimli ve uzman bir kadroya sahiptir.